İş çıkışımda çok yorulmuştum. Evime giden tek yol, ormanla şehri ayıran 10 km uzunluktaki Starfor Ana Yolu'ydu. Arabama bindim ve ilerlemeye başladım. Daha 2. kilometreye gelmiştim ki hava karardı. Farları yakmak zorunda kaldım ve yoluma devam ettim. Bir kaç dakika sonra gelen ani sesle irkildim. Kendimi koca bir ayıya çarpmış gibi hissettim. Araçtan indim. Torpidoda bulunan minik el fenerini de yanıma almıştım. Arabanın önünde ya da arkasında duran bir şey yoktu. Yere eğildim ve feneri arabanın altına doğrulttum. Arabanın altında müthiş bir gelinlik vardı. Üzerinde çok değerli olduğunu tahmin ettiğim taşlar parıldıyordu. "Bu da neyin nesi?" diye kendi kendime düşünürken araba kapısı hızlı bir gümbürtüyle kapandı. Korkmaya başlarken, kendimi sakinleştirmek içinse "Tüm bunlar rüzgardan kaynaklı. Gelinliği rüzgar arabama fırlattı. Ve kapıyı da şiddetli rüzgar çarptı. Hepsi bu." diye düşünüyordum. Oysa ortada rüzgarın r'si yoktu. Bunun ben de farkındaydım. Kendimi kandırıyordum. Bir şeyler ters gidiyordu fakat henüz ne olduğu belli olmamıştı. Ürpererek arabama bindim. Yoluma tam devam edecekken kapıların kilitlendiğini belirten otomatik ses uyarısını duydum.
"Kapılar kilitlenmiştir. Lütfen aracı aktif hale getirmek için kontağı çevirin."
Neyse ki kontak hâlâ yerinde diye düşünüp elimi kontağa attım...
Fakat... kontak yerinde yoktu. Çığlık atmak üzereydim. Gözlerim istemsizce dikiz aynasına kaydı ve arkada o garip varlığı gördüm. Kalın, ürkütücü ve bozuk sesiyle şunları fısıldadı:
"Ben Melery. Az önce bana çarptın, Mark. Sen... bana çarptın."
Alnımdan soğuk terler dökülürken araba birden çalıştı. Motorlar sınırlarını zorlar gibi delice çalışıyordu. Araba o kadar hızlıydı ki yola dair hiçbir şey belli olmuyordu. Tek gördüğüm şey, aracın arka camına yapışık vaziyette duran gelinlikti. O değişik surat tekrar dikiz aynamda belirip bana aynı şeyleri tekrarladı.
"Bana çarptın Mark. Bana çarptın. Ve bedelini ödeyeceksin."
Araba dosdoğru yolun sonundaki uçuruma gidiyordu. Çığlık atıp son dualarımı ediyordum. Araba uçurumdan uçtu. Ve kendimi Starfor Ana Yolu'nun başında, aracıma binmeye hazırlanırken buldum. Adeta kafayı yemek üzereydim. Araca bindim. Olacaklardan korkarak çok yavaş ilerliyordum. 2. kilometreye ulaştım. Halen çok yavaştım. Ve önümden uçan bir gelinlik geçti. Yolu zoraki tamamladım ve evime döndüm. Artık hayat, benim için bambaşka bir anlam kazanmıştı.
(X)
Diğer bloglarımız:
-Hary Potter için özel hazırlanan TheCU resmi blogu Zümrüdüanka Yoldaşlığı
- Doctor Who ile ilgili TheCU'nun resmi Whovian blogu Whovian İnstitute
-Anime,Manga ve benzeri şeyler için açılan resmi TheCU blogu TheCUjaponya
-Pastalar (korkunç hikayeler.Ayrıntılı bilgi için bloga bakın) ve korkun diğer şeyler için açılan resmi TheCU resmi blogu Creeptology
-Resimli Roman (çizgiroman+grafikroman+videoroman) rehber, tanıtım ve duyuru TheCU resmi blogu TheCUblog
Ortak sosyal ağ zincirimiz olan SusLine'ın resmi blogları:
-Teknoloji (çoğunlukla oyun) destek SusLine resmi blogu Klavye Destek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder