"Stowry'i hâlâ denemediniz mi? Sadece bir tıklamayla gerçeğin kendisiyle yüzleşebilirsiniz."
İlginç ve dikkat çeken bir reklamdı. Kalbim ona basmam gerektiğini söylüyordu. Düşünmeden linkle tıkladım ve bilgisayar bir program indirmeye başladı. Downloads klasörüme girdim ve indirilen programın stowry.exe olduğunu gördüm. Dosyanın uzantısı, yani .exe her zaman sinsi bir uzantı olmuştu gözümde. Başıma onlar yüzünden pek çok bela gelmişti ama şu an bunu umursamıyor gibiydim. Program açıldı. Önümdeki ekranda iki tane buton gözüküyordu. Ve bir mesaj vardı:
"Hangisinden devam etmek istiyorsunuz? tıklayın."
"stowry.exe -or- stowry.hppy"
İşler iyice garip bir hâl almıştı. Hayatımda hiç .hppy uzantısı görmemiştim. Sanırım bu "happy" yani "mutlu" kelimesinin kısaltılmışıydı. Önce buna girecektim. Sonra yenileyip diğer seçeneğe. Stowry.hppy'e tıkladım. Uçan kuşlar, müthiş bir doğa ve mükemmel bir şelale ekranı doldurdu. Pek bir şey yoktu. Geri döndüm ve stowry.exe'e tıkladım. Yine aynı kuşlar, doğa ve şelale gözüküyordu. "Saçmalık!" diye kızdım kendi kendime. Aptalca bir programın hayatımdan dakikalar çalmasına izin veriyordum. Tam programı kapatmak üzereyken bir uyarı mesaj belirdi.
"Mouse'daki kaydırma tekerleğini hareket ettiriniz."
Tekerleği aşağıya doğru kaydırdım ve şok edici manzara karşıma geldi. Üst taraftaki mükemmel manzaranın metrelerce altındaki garip yeraltı dünyasıyla karşılaştım. Tekrar bir uyarı mesajı ekranı kapladı:
"Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Dikkat et." ve tekrar bir buton.
Oyuna başlamak istiyor musunuz? Hiç düşünmeden evete tıkladım. Neler olacağını çok merak ediyordum. Çok ufak bir karakteri canlandırıyordum. Oyun ok tuşlarıyla oynanıyordu. Ve beni kovalayan mavi ufak bir varlık vardı. Ondan kaçamadığım zamanlarda bilgisayar kendi kendine kapanıyordu. Ve 10. defa başarısızlıkla o mavi yaratığa yakalandığımda büyük bir uyarı kutucuğu yine önümdeydi:
"Haklarını doldurdun! Şimdi kaderinle başbaşasın!"
Bilgisayar kapandı. Ve o an gerçekten korkmamı sağlayacak bir şey oldu. Elektrikler kesildi. Cep telefonum çalmaya başladı. Özel numaraydı. Titreyerek yanıtladım.
"Alo?"
"Kafanın estiği her şeye bulaşamazsın, Zac! Kaderini kendin çizemesin. Ne yaptığına dikkat et. Her zaman bu şans sana verilmeyebilir."
Olayın gerçek olduğuna ve oyunun hala internetin bir yerlerinde saklı olduğuna dair söylentiler var.
(X)
Diğer bloglarımız:-Hary Potter için özel hazırlanan TheCU resmi blogu Zümrüdüanka Yoldaşlığı
- Doctor Who ile ilgili TheCU'nun resmi Whovian blogu Whovian İnstitute
-Anime,Manga ve benzeri şeyler için açılan resmi TheCU blogu TheCUjaponya
-Pastalar (korkunç hikayeler.Ayrıntılı bilgi için bloga bakın) ve korkun diğer şeyler için açılan resmi TheCU resmi blogu Creeptology
-Resimli Roman (çizgiroman+grafikroman+videoroman) rehber, tanıtım ve duyuru TheCU resmi blogu TheCUblog
Ortak sosyal ağ zincirimiz olan SusLine'ın resmi blogları:
-Teknoloji (çoğunlukla oyun) destek SusLine resmi blogu Klavye Destek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder